Düşünsenize...
İnsansınız...
İnsan gibi beslenebiliyorsunuz...
Ev kirası, faturalar, giyim kuşam derdiniz yok...
Düşünsenize...
İnsansınız...
İnsan gibi beslenebiliyorsunuz...
Ev kirası, faturalar, giyim kuşam derdiniz yok...
Bugün, Atatürk'ten bir armağan,
Yoksa, tutsak olurduk inan.
Bugün yirmi üç Nisan.
Hep neşeyle doluyor insan.
*
Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier Türkiye'ye geldi... 23 Nisan'da...
Türklerin Almanya'nın dünya devi olmasında büyük katkıları olduğunu anlattı... Her alanda Türk emeğini övdü, göklere çıkarttı...
E Almanya'da gurbetçilerinizin haklarını fazlasıyla ödedi, emeklerini sömürmedi...
Bugün Almanya'da sadece yardım parasıyla geçinip, o paralar ile Türkiye'de taksit ile ev alan binlerce Türk var...
Ve...
Türkiye cumhurbaşkanı, daha doğru ifade ile AKP'nin cumhurbaşkanı Irak'a gitti... 23 Nisan'da..
Türkleri Avrupa'nın ucuz iş gücü yapacağım demişti... Sözünde de durdu... Millet sürünüyor...
Türk'ün en büyük bayramında, Türk'e hakkını veren Türkiye'ye geldi, köle yapan Irak'ta...
Rastlantı falan değil bütün bunlar....
*
Madem böyle; biz en anlamlı günümüzün, anlamlı şiirinin dizeleriyle devam edelim...
İşte, bugün bir meclis kuruldu.
Sonra hemen padişah kovuldu.
Bugün yirmi üç Nisan.
Hep neşeyle doluyor insan.
CEM AKKILIÇ
23 Nisan 2024
Ordinaryüs profesör olmaya gerek yok!..
Üniversite mezunu olmaya gerek yok!..
Lise mezunu olmaya gerek yok!..
Ortaokul mezunu olmaya gerek yok!..
Hatta ilkokulu ittire kaktıra bitirip, yarım yamalak matematik bilgisiyle bile çabucak hesaplanıyor...
CE-HA-PE kazanmasaydı...
Memleketin her tarafından petrol fışkıracaktı, kıçımızı bile benzin ile yıkayacaktık...
Son yirmi yılda memleketimizde herşeyin değiştiği gibi hırsızlığın da metodları ve tarifi değişti, genişledi...
Hırsızlık illa sokakta birinin cebine el atıp, parasını aşırmak ya da evlere girip lap top, cep telefonu falan filan çalmakla sınırlı değil arkadaş...
Keşke öyle kalsaydı...
Abdülhamid'in bugünün Türkiyesi'nin iki katı toprak kaybettiğinden...
Abdülhamid'in şampanya ve bira fabrikaları açtığından...
Abdulhamid'in Galata kerhanelerini hizmete soktuğundan...
Abdülhamid'in ithalatı körüklemek için elde avuçta var olan bir kaç fabrikayı da kapattığından...
Özgür Özel “erken seçim istemiyoruz” dedi…
Ben ne diyordum!.. Emperyalizm belediyeleri muhalefete verdi. Çünkü bu ülkede iki kişiden biri muhalif ve gazı alınması gerekiyor...
Postaneler, kuyruk...
Vergi Daireleri, kuyruk...
Hastaneler, kuyruk...
Halk Ekmek, kuyruk...
Ucuz et, kuyruk...
Bir de benden okuyun.
Dünya savaşlar tarihinde denizden karaya yapılan ilk saldırıdır!..
Dünya savaşlar tarihinde bir donanmanın tüm unsurlarıyla birlikte bir ülkeye saldırmasıdır, ki o donanma dünyanın en büyük donanmadıdır!..
Bay Çörçil'e hayatının ilk ve tek yenilgisini yaşatan, onu Avam Kamarası'na hapseden MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün doğuşudur...
18 Mart sadece Çanakkale'nin geçilmezliğini göstermemiştir, aç gözlü barbar emleryalizmin yenilebileceğini kanıtlamıştır...
CEM AKKILIÇ
18 Mart 2024
Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz başlıklı yazımı buradan okuyabilirsiniz.
Cem Akkılıç |
Bence yerli ve millî tatlımız baklavanın fiyatını "euro bazında" yazmak gerek...
Çünkü...
Ben ekonomistim diyerek; verin bu
On beş yıldır karşı devrimcilerin içine ettikleri yargı sisteminde mücadele ediyorum...
Kumpasların kralını, liyakâtsizliğin feriştahını, iki kelimeyi doğru Türkçe ile yazamayıp, cümle kurmaktan habersiz yargı mensupları gördüm de...
91 mülteci Avrupa'ya kaçıp, canlarını kurtarmak isterken, kahraman güvenlik güçlerinin muhteşem operasyonu sayesinde enselerinden tutuldukları gibi Türkiye'ye gerisin geriye getirildiler...
2019 yılında...
İstanbul'u CHP aldı...
Ankara'yı CHP aldı...
Adana'yı CHP aldı...
Antalya'yı CHP aldı...
İzmir zaten Kale... Kale olarak CHP'de kaldı...
AKP iktidarı boyunca 9 bin kadın erkekler tarafından öldürülmüş. 30 bin kadın sakat bırakılmış!.. İç savaş çıkmadı oysa...
Boşanma sayısı, bu sayıların yüz katı vardır muhtemelen.
Daha önce yazmıştım...
Yeri geldi bir kez daha aktarayım...
*
Tayland'ın başkenti Bangkok'ta uçaktan indi, valizlerini aldı... Havalimanı'nın döviz bürosunda yanındaki dolarları Tayland bahtı'na çevirtti... Bir tomar parayı cüzdanına koyup, bindi bir taksiye... Oteline yerleşti... Çarşıya çıktı... Gezip tozarken yerel satıcılara rastladı...
Uçsuz bucaksız bozkırın kenarında küçük bir köy vardı, hepi topu üç beş haneli...
Bu köye ara sıra gezgin bir satıcı uğrardı vadileri aşarak...
Kadınlar satıcının etrafında toplanırlar, alış veriş yaparlardı...
Dönem Abdülaziz dönemi.
Gürcü kökenli Mahmud Nedim Paşa sadrazam.
Bugüne uyarlarsak, dönemin başbakanı yani.
Abdülaziz'i yıkayıp yağlayarak o koltuğa oturuyor...
İsimsiz bir iletiye denk geldim...
"Yaptığım paylaşımlar nedeniyle ifadeye çağıran olursa, bunları bana Tanrı yaptırıyor diyeceğim..."
Zekâ dolu...
Anlayana...
Tokat gibi hiciv...